Biyokütlenin içerdiği inorganik maddeler ve bazı kül oluşturan elementler, biyokütlenin işlenmesi sırasında çok sayıda teknolojik ve çevresel sorunlara neden olabilir. Bu nedenle, biyokütlenin kül içeriğine ve kül oluşturan elementlere ve bunların katı biyoyakıt yanması için önemine ilişkin araştırmalar yapılmaktadır.
Biyokütledeki kül, aşındırıcı özellikleri yüzünden ekipmanlara zarar vermektedir. Tüm biyokütleler, normal fizyolojik süreçlerin bir sonucu olarak en azından bir miktar kül veya inorganik madde içerir. Biyokütledeki biyojenik kül konsantrasyonu büyük ölçüde türe bağlıdır. Ancak hava durumu, sulama, toprak türü ve gübre uygulamalarından da etkilenebilir. Hasat edilen biyokütledeki kül konsantrasyonları, hasat ve toplama işlemleri sırasında toprak ve tozun dahil edilmesi nedeniyle yükselir.
Biyokütledeki kül konsantrasyonu önemli olmakla birlikte, külün mineral formu da önemlidir. Bazı mineral kül formları, biyorafineri ekipmanı yapımında kullanılan çeliklerden çok daha sert olabilir ve yüksek aşınmaya neden olur. Biyokütle işleme ekipmanında bu riski azaltmak için hasat edilen biyokütleden külün çıkarılması amacı ile çeşitli yöntemler önerilmektedir.
Kısaca yakıttaki kül içeriği, yakıtta bulunan kum, nikel, alüminyum, silikon, sodyum ve vanadyum gibi inorganik safsızlıkların bir ölçüsüdür. Bunların her biri farklı sorunlara neden olmaktadır. Genel olarak kül değeri kütlece yüzde 0,03-0,07 aralığındadır.
Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) tarafından yayınlanan “ISO 8217 Petrol ürünleri - Yakıtlar (F sınıfı) - Deniz yakıtlarının özellikleri” standardı hem kül için hem de vanadyum, alüminyum silikon ve sodyum için maksimum limitler içermektedir. En fazla zarar veren inorganik safsızlıklar, sodyum sülfat ve vanadyum pentoksit karışımı oluşturan, eriyen ve motor bileşenlerine, özellikle egzoz valflerine yapışan sodyum ve vanadyumdur.
Çimen gibi saman ve diğer otsu yakıtlar, büyüme sırasında daha fazla besin aldıkları için odundan daha yüksek kül içeriğine sahiptir.
Kuruluşumuz, bilim ve teknoloji alanında dünyada yaşanan gelişmeleri yakından takip eden ve sürekli kendini geliştiren güçlü bir çalışan kadrosuna sahiptir. Aynı zamanda modern test cihazlarını kullanmakta ve dünyanın her yerinde kabul gören test yöntemlerini uygulamaktadır. İşletmelere verilen enerji gözetim hizmetleri arasında, biyoyakıtlar için kül analizi hizmetleri de bulunmaktadır.
Enerji verimliliği artırıldıkça işletmeler daha az enerji harcayarak maliyetleri düşürür ve kârlılığını artırır.
Enerji kaynaklarının güvenli ve düzenli kullanımı, işletmelerin güvenilirliğini artırır ve müşteri güvenini kazanır.
Enerji yönetimi risklerini etkili bir şekilde azaltarak, enerji tedarikinde yaşanacak olası krizlere karşı daha hazırlıklı olunur.
Enerji kaynakları yönetimi, sistematik bir kalite yönetimi yaklaşımıyla daha verimli hale gelir, süreçlerdeki hatalar minimize edilir.
Enerji kaynaklarının yönetimi, ilgili yasal düzenlemelere uyum sağlamak için gereklidir ve hukuki sorunları önler.
Enerji kaynaklarının doğru yönetimi, enerji tedarikindeki kesintileri azaltarak müşteri memnuniyetini artırır.
Profesyonel gelişiminize destek olmak ve kariyer hedeflerinize ulaşmanız için yanınızdayız. Detaylı bilgi almak ve süreç hakkında rehberlik almak için bizimle iletişime geçin.
Sertifika Başvurusu