Bakteriler, farklı antimikrobiyal ürünler, yani antibiyotikler, dezenfektanlar, antiseptikler ve koruyucular gibi biyositler tarafından öldürülebilir veya çoğalmaları engellenebilir. Avrupa Birliği ülkelerinde yayınlanan 98/8/EC sayılı biyosit direktifine göre, biyosidal ürünlerin, kimyasal veya biyolojik yollarla herhangi bir zararlı organizmayı yok etmesi, zararsız hale getirmesi, faaliyetlerini engellemesi veya kontrol edici bir etki yapması amaçlanmaktadır. Bu direktif kapsamında, içme suyu dezenfektanlarından, ahşap koruyuculara, böcek öldürücülerden kirlilik önleyici ürünlere kadar uzanan yirminin üzerinde ürün bulunmaktadır. Bu ürünlerin ortak noktası, sadece bakterilere karşı etki yapan biyosidal ürünler olmalardır. Bunlar, mantarlar, protozoalar, bitkiler veya başka mikroorganizmaları kontrol etmek için kullanılan biyositler değildir.
Ancak bazı durumlarda antimikrobiyal ürünler, bakterilerin gelişmesini önlemek veya öldürmek için genelde yeterli konsantrasyonlarda kullanılsa da, bazı bakteri türleri direnç göstermekte ve bu konsantrasyonlarda hayatta kalmaktadır.
Piyasada, farklı şekillerde etki gösteren birçok biyosidal madde bulunmaktadır. Bazen etkinliği arttırmak için birkaç biyosit bir arada kullanılmaktadır.
İnsan ve hayvan sağlığı için kullanılan antibiyotikler, düzenli olarak izlense de kullanılan biyositler için aynı durum geçerli değildir. Oysa biyositlerin çoğu büyük miktarlarda kullanılmaktadır ve antibiyotiklerden çok daha yüksek hacimlerde üretilmektedir.
Avrupa Birliği ülkelerinde, biyosidal ürünler piyasaya sürülmeden önce onaylanmak zorundadır. Aktif içerikleri insanlar, hayvanlar ve çevre için güvenli olmalıdır. Ancak biyositler güvenli olsalar da, büyük miktarlarda kullanılmaları bir güvenlik problemidir. Çevreye salınan büyük miktardaki biyositler, bakterilere karşı bir baskı uygulamaktadır, ama dirençli bakteriler yayılmaya ve biyolojik bir tehdit oluşturmaya devam etmektedir.
Ayrıca sağlık kuruluşlarında ve hastanelerde bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek ve kontrol altına almak için biyositlerin doğru kullanımı çok önemlidir. Biyositler, hastaların ve çalışanların cildini, bakteri barındıracak yüzeyleri ve hastalarla temas eden her türlü ekipmanı temizlemek için kullanılmaktadır. Biyositler aynı zamanda mukoza zarındaki enfeksiyonları ve hasarlı cildi tedavi etmek için antiseptik olarak da kullanılmaktadır.
Yıllardır çok geniş bir yelpazede gerçekleştirdiği test, ölçüm, analiz ve değerlendirme çalışmaları ile her sektörden işletmelere destek olmaya çalışan kuruluşumuz, eğitimli ve uzman bir kadro ve gelişmiş teknolojik donanımı ile, tekstil sektörü kimyasal ve ekolojik test hizmetleri çerçevesinde, biyosit testi hizmetleri de vermektedir.
Kimyasal testler, potansiyel tehlikeleri belirleyerek riskleri yönetir. Bu, olumsuz olayların ve müşteri şikayetlerinin önüne geçer.
Kimyasal ve ekolojik standartlara uygunluk, markanızı rakiplerinizden ayırır. Çevre dostu ürünler, günümüz pazarında büyük bir değer taşır.
Bu testler, üretim sürecinin çevresel etkilerini değerlendirir. Sürdürülebilir uygulamalar benimsemek, ekolojik ayak izini azaltır.
Bu testler, çevre dostu uygulamaların benimsenmesine katkı sağlar ve ekolojik sürdürülebilirliği destekler. Bu, toplumda olumlu bir imaj oluşturur.
Zararlı kimyasalların olmaması, müşteri güvenini artırır. Tüketiciler, sağlıklı ve çevre dostu ürünleri tercih eder, bu da memnuniyeti yükseltir.
Sürekli gelişim ve yenilikçilik, ürünlerinizi sürekli olarak iyileştirir. Yenilikçi yaklaşımlar, rekabet avantajı sağlar.
Profesyonel gelişiminize destek olmak ve kariyer hedeflerinize ulaşmanız için yanınızdayız. Detaylı bilgi almak ve süreç hakkında rehberlik almak için bizimle iletişime geçin.
Sertifika Başvurusu